Kaynak : Ürfet Naçar
“Algoritmalar büyürken, sahadaki gerçeklik küçülüyor.”
Son yıllarda perakende sektörü büyük bir hızla dijitalleşiyor. Her şey merkezileşiyor: planlama, sevkiyat, sipariş, fiyat, hatta insan kaynakları bile.
Yapay zekâ destekli tahmin sistemleri, ERP programları, otomatik sipariş algoritmaları artık günlük hayatın bir parçası.
Kâğıt üzerinde mükemmel bir tablo çiziyorlar; ama sahada o tabloya dokunduğunuzda bir sürü problem görülüyor. Çünkü perakende bir veri işi değil, bir insan işi.
Ve son dönemde, bunu en çok unutanlar, verimliliği ekranda arayanlar oldu.
Dijitalleşmenin Getirdiği Sessiz Körlük
Bugün birçok perakende zinciri, “etkinlik” adına insan faktörünü azaltma yarışına girmiş durumda.
Bölge yöneticilerinin sayısı düşürülüyor, mağaza kadroları minimuma çekiliyor, karar mekanizmaları neredeyse tamamen merkezde toplanıyor.
Sonuçta süreçler hızlanıyor gibi görünüyor — ama sahada hız değil, soğukluk artıyor.
Bir mağaza müdürünün aldığı küçük bir inisiyatifin yerini artık bir ekran kararı almış durumda.
Bir çalışanın müşteriyle kurduğu göz teması, sistemin “verimsiz adımı” olarak görülüyor.
Bu kadar merkezileşmiş bir düzen, aslında sahayı yönetmiyor; sahayı susturuyor.
Verimlilik mi, Görünürlük mü?
Yeni dönemin en tehlikeli yanı, verimlilikle görünürlüğün karıştırılması.
Merkezde herkes her şeyi “görüyor”, ama neredeyse hiçbir şeyi hissetmiyor.
Grafikler yükselirken, müşteri memnuniyeti düşüyor.
Depo teslimat süreleri kısalırken, taze ürün firesi artıyor. Yani sistem ölçüyor, ama anlamıyor.
Gerçek etkinlik, dosya isimlerinde değil, rafın önündeki davranışta ölçülür.
O davranışın altında ise hâlâ bir insan vardır — bir yazılım değil.
Yeni Dönemin Formülü: İnsan + Sistem
Yapay zekâ, ERP ya da dijital kontrol merkezleri elbette vazgeçilmezdir.
Ama bunların değeri, insanla birleştiği kadar gerçektir. Bir mağaza zincirinin asıl gücü, veriyi sahadaki gözle birleştirme becerisidir.
Gerçek verimlilik modeli şudur:
• Algoritma, veriyi yönetecek; insan, anlamı yönetecek.
• Merkez, planı yapacak; saha, o planı hayata geçirecek.
• Teknoloji hız kazandıracak; insan kaliteyi koruyacak.
Sadece biri eksik olursa, o sistem büyümez — şişer.
Son Söz
“Verimlilik, ekranda değil; mağazada, rafta, çalışanın gözünde ölçülür.”
Bugün perakende dünyasında en büyük risk, insanı sistemin dışına itmek.
Oysa tüm algoritmalar, tüm programlar, tüm raporlar bir gerçeği asla değiştirmeyecek:
İş, hâlâ insanla yürüyor.
Ve o insanı kaybeden, sistemi de kaybeder.

