Kaynak : Mehmet Güzenge
Ben artık “bütçe” kelimesini duyunca aklıma Excel değil, hayatta kalma geliyor. Çünkü son yıllarda gördüm ki, krizler para bittiği için değil, hazırlık yapılmadığı için yaşanıyor. Ve kriz çıkınca herkes aynı cümleyi kuruyor: “Bunu öngörememiştik.”
Oysa çoğu şey aslında önceden belliydi. Maliyet artıyordu, çalışan devir hızı yükseliyordu, müşteri davranışı değişiyordu… Ama kimse oturup “2026’da biz bu tabloyu nasıl yöneteceğiz?” demedi. Biz hep günü kurtardık. Oysa 2026 artık günü kurtarma yılı değil, geleceği koruma yılı olacak.
Benim yıllardır sahada gördüğüm bir şey var: Bütçe yapmak, sadece rakam koymak değil; gerçeğe ayna tutmak demektir. O aynaya bakmak bazen zor gelir çünkü orada şunu görürsünüz: Kâr yok, verim düşük, stok şişmiş, personel verimsiz. Ama görmeden düzeltemezsiniz.
2026 bütçesi hazırlanırken artık “doldur-boşalt” mantığından çıkmak gerekiyor. Her rakamın bir hikâyesi, her hedefin bir anlamı olmalı. Sadece “ciroyu %20 artıracağız” demek yetmez; nasıl artıracağız, kimle artıracağız, hangi alışkanlıkları değiştireceğiz bunları konuşmak lazım.
Bir bütçenin kalbi merkezde değil, mağazadadır. Kasada duran, müşteriyi karşılayan, stoğu kontrol eden insanlar yönetir o bütçeyi aslında. Ama hâlâ çoğu şirkette bütçe “merkez ofis işi” olarak görülüyor. Sahadaki gerçekler dikkate alınmadan hazırlanan her plan, yılın ortasında çöker.
Ben çok gördüm: Bütçe toplantısında hedeflere alkış tutulur, üç ay sonra “neden tutmadı” tartışması başlar. Cevap basit — çünkü plan sahayı duymamıştır. Ve sahayı duymayan hiçbir plan, hayatta kalmaz.
2026’da plan yaparken şunu düşünün: Artık kâr değil, nakit konuşulacak. Stok değil, devir hızı konuşulacak. Personel sayısı değil, yetkinlik konuşulacak. Dijitalleşme artık lüks değil, sigorta poliçesi olacak.
Ve en önemlisi: İnsan hâlâ merkezdedir. Yapay zekâ plan yapabilir, algoritma hesaplayabilir ama insanın sezgisi olmadan hiçbir kriz yönetilemez.
Ben bu dönemi “bütçe sezonu” değil, hazırlık sezonu olarak görüyorum. Çünkü artık mesele ne kadar para kazanacağımız değil, o parayı ne kadar doğru kullanacağımız. Kimse 2026’ya sürprizle yakalanmasın. Çünkü kriz aniden gelmez, biz geç fark ederiz.
Şunu unutmayın: Bütçe, hayatta kalmanın provasını yapmaktır. Hazırlığı olmayan, krize karşı çıplak kalır. Ama bugünden plan yapan, yarın sakin kalır.
2026’da hayatta kalmak istiyorsak, bugünden başlamak zorundayız. Çünkü mağazacılıkta başarı artık en çok satanın değil, en iyi düşünenin elinde.
