Salih Keskin – İnovasyon Konuşmacısı- Danışman-Koç /Altı Kitap Yazarı/Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi-yenifikirat.com Kurucu Ortak- Harvard Business Yazarı- Radyo Programcısı
Toplantılar, iş dünyasının vazgeçilmez bir parçası. Ancak aynı zamanda birçoğumuz için bitmek bilmeyen ve verimliliği sıkça tartışılan birer zaman hırsızı haline geldi.
Firma çalışanlarının beyin fırtınası yapmak üzere bir araya geldikleri bu kritik anların sonuçları tam anlamıyla hayal kırıklığına neden oluyor.
Bunun üstesinden gelmek ve toplantıları gerçekten etkili kılmak için keşfedilmeyi bekleyen pek çok inovasyon olduğunu düşünüyorum.
“Toplantıları nasıl daha efektif hale getirebiliriz?” sorusuna odaklanarak yeni yöntemler bulduğumuzda, sadece zamanımızı değil, aynı zamanda zihnimizi de daha etkili bir şekilde kullanacağımıza inanıyorum. Bu yazıda bu amaca hizmet edebilecek bir yöntemden bahsedeceğim.
Toplantıların temel sebebi olan, ancak hep unutulan kişi müşteridir. Fiziki olarak masada var olması çoğu zaman mümkün olmasa da müşteriyi hayali olarak “var” sayamaz mıyız? Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos, bu konuya farklı bir yaklaşım geliştiren nadir kişilerden birisi sayılır. Bezos’un benimsediği ilginç bir uygulama, bu unutulan katılımcıyı hatırlatmak ve onun bakış açısını toplantıya dahil etmek için kullanılır.
Önemli toplantılarda, yöneticilerin, pazarlama dehalarının ve yazılım ustalarının sandalyelerinin yanına boş bir sandalye, Bezos’un deyimiyle, “müşterinin sandalyesi” eklenir.
Müşteriyi unutmamak
Bu uygulama, Amazon’un Seattle’daki merkezinde bir efsane haline gelmiştir. Boş sandalye, toplantılara katılamayan ancak kritik önem taşıyan müşteriyi simgeler. Peki, bu boş sandalye neden bu kadar önemli ve diğer işletmelere nasıl ilham kaynağı olabilir?
Öncelikle boş sandalye, katılımcıları fikirlerini somutlaştırırken ya da kararlar alırken ortamda bulunma imkanı olmayan müşterinin bakış açısını görmeye teşvik eder. Bu, iş dünyasında sıklıkla unutulan bir perspektifi hatırlatma işlevi görür. Haliyle her bir kararın, stratejinin ve projenin müşteriye nasıl etki edeceği düşünülmelidir.
Bu uygulama, katılımcıları, müşterinin aklından neler geçtiğini, arzularını, endişelerini ve beklentilerini düşünmeye sevk eder.
Toplantıdaki kararlar ve fikirler, müşterinin ihtiyaçlarına ve taleplerine uygun olmalıdır.
Bu da müşteri memnuniyetini artırmanın ve uzun vadeli müşteri ilişkileri kurmanın güçlü bir yoludur.
Bezos’un deyişiyle boş sandalye, aynı zamanda şirket kültürünü etkiler. Müşteri odaklı bir kültür, çalışanları ve yöneticileri müşteriye odaklanmaya yönlendirir. Müşterinin yaklaşımı üzerine kafa yormak, bize dışarıdan bir perspektif sunarak beklentileri 360 derece anlamamızı sağlar.
İşletmelerin, sürdürülebilir başarı elde etmesi için müşteriyi her zaman ön planda tutması zaten bir mecburiyet. Bu tür uygulamalar, firmaların varlık sebebi olan müşterileri daha iyi anlamanın ve onların ilave isteklerini görebilmenin yolunu açan vasıtalardır. Unutmayalım ki her kararın bir müşteriye dokunduğu iş dünyasında, boş sandalye fazlasıyla dolu anlamlar içeren bir ifadedir.
Ben, Jeff Bezos’un yerinde olsam masaya ikinci bir boş sandalye daha ilave ederdim. Bu ikinci boş sandalye ise “gelecekten gelen bilgi perspektifi”ni temsil ederdi. Hatta geleceğimiz bu boş sandalyenin içine gizlenmiş bile olabilir! Ne dersiniz? Birinci boş sandalyenin neler başarabildiğini öğrendiğimize göre gelin, şimdi bu ikinci boş sandalyenin neler yapabileceğini gelin hayal edelim öyleyse…