TPF Başkanı Ömer Düzgün: “VATANDAŞLARIMIZLA KARŞI KARŞIYA GELMEKTEN RAHATSISIZ”
Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF), Şubat ayı toplantısını İzmir’de düzenledi. Toplantıda Perakende Yasası’ndaki eksikliklere dikkat çeken TPF Başkanı Düzgün, ”10 yıldır adil rekabet ortamının sağlanması için Yasa’nın eksikliklerini gündeme getiriyoruz. Yapılacak düzenlemeler tüm tarafların mağduriyetini giderebilir” dedi
Türkiye genelindeki yerel zincirler arasındaki birlik ve beraberliği güçlendirmek, sektördeki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun (TPF) öncülüğünde her ay farklı bir ilde düzenlenen toplantıların sonuncusu İzmir’de gerçekleşti. Ege Perakendeciler Derneği (PERDER) ev sahipliğinde, Etibol Mantı ve Mantilla Gıda’nın desteklediği toplantı, Kaya Termal Otel’de gerçekleşti. TPF Yönetim Kurulu Üyeleri, İzmirli yerel zincir market yöneticilerinin yanı sıra gıda perakende sektör temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen toplantıda sektörün gelişimi için acil olarak atılması gereken adımlar ele alındı.
“Vatandaşlarımızla karşı karşıya gelmekten rahatsızız”
Enflasyonun hayatın her alanında yoğun olarak hissedildiği günümüzde, en çok etkilenen sektörlerden birinin gıda perakendesi olduğuna dikkat çeken TPF Başkanı Ömer Düzgün, şunları söyledi: “Kıymetli araştırma şirketlerimizin yayımladığı rakamlara göre, haneler her 100 TL’sinin ortalama yüzde 80’ini gıda ve içecek için harcıyor. Artan fiyatlar karşısında tepkisini ilk tepkiyi günde birkaç kez alışveriş yaptığı market mağazasına gösteriyor. İhtiyaçlarını gidermek, bir nebze olsun tasarruf etmek için market market dolaşan vatandaşlarımız, hemşerilerimiz, var olma sebebimiz. Yerel zincirler olarak maruz kaldığımız bu algı operasyonu neticesinde vatandaşlarımızla karşı karşıya gelmekten son derece rahatsızız.”
“Fiyat artıran rekabete yenik düşer, kepenk kapatır”
Düzgün, marketlere gelen ürünlerin nakliyesi, lojistiği, soğuk hava deposu, ambalajı, mağaza kirası gibi yüksek maliyetlerin yanı sıra her mağazada çalışan 20-25 kişinin artan maaşları ve diğer işletme giderlerinin göz ardı edildiğine dikkat çekti. Düzgün; “Büyük bir girdabın içerisinde kürek çekiyoruz. 5 ve üzeri marketlerin sayısı 60 bine doğru hızla ilerliyor. Bir tarafta 50 bini aşkın discount ve ulusal marketler, diğer tarafta yerel zincir marketler bulunmakta. Böylesine mağaza enflasyonunun olduğu bir rekabet ortamında fiyat artırma gibi bir lüksümüz yok. Biz sebze-meyveyi direkt tarladan alıp market raflarımızda satmıyoruz. Sebze ve meyveyi hallerden alıyoruz. Bizler private label üretim yapmıyoruz. Markalı üreticilerimizin ürünlerini tedarikçilerimiz aracılığıyla temin edip raflarımızda vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Böylesi bir rekabet ortamında fiyat artıran yerel zincir marketler hayatta kalabilir mi? Yoksa rekabette yenik düşüp ertesi gün kepenk mi kapatır?” dedi.
“Yerel zincirler nefes alabilmek için 10 yıldır yasayı bekliyor”
Yerel zincirlerin gündeminde hiçbir zaman agresif mağaza açılışlarının olmadığına dikkat çeken Düzgün; “Bizim gündemimiz neredeyse 10 yıldır aynı. Adil rekabet ortamının sağlanması, yerel sermayedarın korunması, kepenk kapatmaması. Bizim gündemimiz Perakende Yasası’ndaki eksik ayakların giderilmesi, vatandaşlarımızın korunması. Bizim gündemimiz kuşaklardır bu işi yapan ve sektörün sigortası olan yerel zincirlerin nefes alabilmesi. Bizim gündemimiz astronomik kira artışları ve bu artışı kabullenmek zorunda bırakılan işletmelerimiz. Bizim gündemimiz koltuklarımızı devredeceğimiz gençlerimize bu mesleğin kıymetini aktarmak, onları sektöre kazandırmak. Gündemimiz, enflasyonla yoğun bir mücadele verdiğimiz bu dönemde hem kendimizi hem de gelecek nesiller için israfı önlemek. Gündemimiz, tarladan sofraya olan tüm sürecin yeniden gözden geçirilmesi için formüller geliştirmek” açıklamasını yaptı.
“Düzenlemeler, üretici, işletmeci ve vatandaşın mağduriyetini giderecek”
Rekabette agresif satış hedefleri yerine ihtiyaç dışı ürünlerin alınmaması, çevre ve sürdürülebilirliğe odaklandıklarını belirten Ömer Düzgün şöyle konuştu: “Her bir ihtiyaç dışı ürün alımı arz-talep dengesini bozarak fiyatların artmasına neden oluyor. Bizler babalarımızdan, dedelerimizden devraldığımız koltuklarda rekabeti ciroyla, mağaza sayısıyla yapmadık. Biz, haksız rekabetin karşısında durduk. Perakende Yasası’nda var olan eksik ayakların giderilmesiyle küçük işletmeler büyük sermayeli yapılarla rekabet edebilme şansına sahip olacak. Bu topraklarda markalaşan ve yurtdışında da önemli başarılara imza atan markalarımız, private label ürünlerle rekabet edebilme şansına kavuşacak. Düşük gramajlı ürün uygulamasının son bulması, vatandaşımızın aklında oluşturulmaya çalışılan indirimli ürün algısını ortadan kaldıracak ve hatta tüketici mağduriyetini giderecek. Biz, sektörümüzün geleceğine sahip çıkmak, daha fazla hemşerimize istihdam sağlamak, sektörümüzün sorunlarını çözüme kavuşturmak, vatandaşımızın alım gücünü artıracak gündemleri paylaşmak ve ülkemize daha fazla katma değer sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Her zaman üzerimize düşen neyse yapmaya hazırız.”
Etkinliğin ikinci günü TPF Yönetim Kurulu üyeleri ve yerel zincir market yöneticileri Etibol Mantı ile Mantilla Gıda’nın üretim tesislerini ziyaret etti.