Bugün Bahar Eriş’in yeni kitabını okudum. Bir insanın sağlıklı ve sürüdürülebilir şekilde kendini nasıl dönüştüreceğini anlatmış. Kitabın alt başlığı da çekici “okulda öğretilmeyen yaşam becerileri.”
Modern insanın ilk sorunu şu, “hayat okulunda en çok lazım olan bilgiler, okula hayatında öğretilmeyenlerdir.” Karlofça anlaşmasının maddelerini öğrendik ama çatışma yönetimi, karar alma teknikleri, müzakere becerilerini öğrenmedik. Duygularımızı düzenlemeyi ,dürtüsel davranmamayı, hitabet ve sunum becerimizi artırmayı hep kendi başımıza öğrendik.
Dünyanın ikici sorunu da, telefonlara, bilgisayarlara, yazılımlara sürekli güncelleme gelirken, insanların hala eski sürüm kafalarda kalması. Kullandığımız teknoloji bizden daha hızlı geliştiği için, artık biz teknoloji kullanmıyoruz, teknoloji bizi kullanıyor:) İnsanları sosyal medyada kaydırarak geçirdiği zamanı düşünsenize. Artık her telefon güncelemede kendime soruyorum: “Bu sürede ben kendimi ne kadar geliştirip güncelledim?”
Bahar Eriş yeni kitabında hayatımızın işte bu yeni normaliyle nasıl başa çıkacağımızı anlatıyor. Gerekli bilgi, beceri, tutum ve araç setini tarif ediyor. Yaşamın gerçeklerini inkar etmek yerine, kendi hayallerini inşa etmeyi öneriyor. Kitap girişindeki “İnkar mı inşa mı?” Tartışması çağın ruhuna çok uygun.
5 büyük yaşam becerisini ele almış: duygusal zeka, odaklanma becerisi, yaratıcılık yeteneği, eleştirel düşünme, zaman yönetimi becerisi. Her birini 40-50 sayfada özetlemiş. Bir kitapta beş kitap okuyorsunuz aslında. Bahar çok kitap okuduğu için, metni zenginleştirmek için harika alıntılar da serpiştirmiş.
Onun birinci sınıf kaynaklardan güvenli bilgiye erişme kapasitesini de çok önemsiyorum. Beynine çöp atmayı sevmeyenlerdenseniz, güvenli, bilimsel ve bütünsel bir yaklaşım sizin için de önemlidir. Sosyal medyadan bilgi öğrenmek, dereden avuçla su içmeye benziyor, güvenli bilgi çok az.
300 sayfalık kitabın içini sizin okuma deneyiminize bırakayım. İsminden çıkan fikir de güzel. Düş gücü+Düşünce gücü=Dönüşüm gücü
Kaynak : Mümin Sekman
