İdeal devlet kavramını ele aldığımızda nasıl ki felsefi ve siyasi düşünce tarihinde birçok farklı perspektifler mevcutsa işletmelerde de benzer yaklaşımlar mevcuttur.
Devlet, işletme, aile vb. her bir topluluğun temelini bireyler oluşturur ve bireylerin de aslında istediği tek şey nihai mutluluktur. Ünlü Orta Çağ Filozof ve Düşünürü Farabi’nin de dediği gibi “İnsanın en yüksek gayesi mutluluktur; mutluluk ise erdemli bir yaşam sürmekle elde edilir.”
Mutlak mutluluk için ise bireyler arasında;
- Hukukun üstünlüğü,
- Katılımı teşvik eden demokratik sistemler,
- İnsan haklarına saygı, temel hak ve özgürlükleri koruma,
- Yönetimleri altında bulunanlar arasında ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan adil bir denge
- Yönetimde şeffaflık ve hesap verilebilirlik,
- Bireylerin ve toplumun faydasına odaklanan bir ahlaki yapı,
- Çevre koruma konusunda duyarlı,
- Eğitimi teşvik eden ve herkese eşit ulaşmasını sağlayan,
- Uluslararası arenada işbirliği yaparak barış ve istikrarı destekleyen, barışçıl çözümlere öncelik veren iç ve dış politikalar belirlenmelidir.
Bireylerin dolayısı ile bağlı bulundukları toplulukların değerleri, kültürleri ve ihtiyaçlarına göre ideal düzen kavramı her ne kadar değişkenlik gösterse de bu kavramlar genellikle ideal düzenin çerçevesini oluşturmaktadır.
İşletmeler nihayetinde kar elde etmek için kurulmasına rağmen yukarıdaki değerlere odaklanılmayıp sadece para kazanmaya yöneldiklerinde sürdürülebilirlik hayal olmaktan öteye geçmemektedir.
İdeal düzenin sağlanmasında liderlerin de etkisi büyüktür. Eğitimli ve erdemli, bilge yöneticileri işletmelerin önemli kademelerine getirmeli ki onların anlayışı sadece bireylerin değil tüm çalışanların iyiliğini gözetsin ve ahlaki değerleri tüm çalışanlara ilham versin, sadakat ile güven sağlansın, güven ile de verimlilik.
Tüm bu anlayış içerisinde ise İç Denetim, ideal düzen ve kurumsal mükemmeliyetin teminatı konumundadır. Rekabetten öte işletmelerin hayatta kalma mücadelesi verdikleri günümüzde sürdürülebilir başarı elde etmelerinde önemli bir köşe taşı olarak karşımıza çıkar.
İç denetim, bağımsızlık ve tarafsızlık veçhesi ile objektif değerlendirmelerde bulunarak iç kontrol sistemlerinin güvenilirliğini sağladığı gibi iş disiplini de getirir. İdeal bir düzen için sürekli iyileştirmeyi, eğitim ve gelişimi destekler, etkin bir iletişim ile şirket kültürünü korur.
İslam dünyasının önemli düşünürlerinden İmam Gazali‘nin de dediği gibi “Eğitim, ahlaki değerlerle donatılmış bir kişinin kalbini, kötülük ve hatalardan koruyan bir zırhtır.”
İşletmelerin ideal bir düzen içerisinde varlıklarını sürdürebilmesi ve olabilecek risklerin etkili bir şekilde yönetilmesi için;
- Stratejik Hedeflere Uyum Sağlanmalıdır: İdeal düzeninin stratejik hedeflere ulaşmak için belirlediğimiz çerçeveler olduğunu düşündüğümüzde iç denetim de bu hedeflere uygun olarak faaliyet gösterip göstermediğini değerlendirme yeteneğidir.
- Risk Yönetilmelidir: Risk yönetim politikalarını belirlemek ve uygulama düzeninde iç denetim , şirketin bu risklerini değerlendirerek iç kontrollerin etkinliğini ve verimliliğini ölçerek risk raporları hazırlar.
- Sürekli İyileştirme: Sürekli iyileştirme kültürünü benimseyen bir düzen içerisinde iç denetim bağımsız ve tarafsız ve aynı zamanda şeffaflık ilkesi ile hareket ederek, iş süreçlerindeki zayıf noktaları tespit eder, düzelmesi için öneriler sunar ve sistemi güçlendirmeye devam eder.
Şimdi hayal edelim, İdeal Ütopya adında bir şirketimiz olsun.
Bu şirketin yönetim sistemi iç denetim ile örülü bir mucize! İç denetim o kadar etkili ki, çalışanının buzdolabındaki sütün son kullanma tarihini bile tahmin edip riskini hesaplıyor:)
Golf oynayan çalışanının faturasını istiyor ki işletmenin finansal kaynaklarının etkin kullanılıp kullanılmadığını tek tek rapor verebilsin!
Hatta en marka kıyafetleri kimler giyebiliyor, en lüks arabalara kimler binebiliyor, en ultra tatillere kimler çıkabiliyor, hem de ücretleri mukabilinde eşleştirip varsayımlarda bulunuyor! Eee Platon’un da dediği gibi “Gerçek, gözle görülenin ötesindedir. Gördüğümüz sadece dünyanın yüzeyidir.”
Hile ile mücadelede tüm mühimmatları ele geçirmek için her cephede savaş veriyorlar!
İdeal Ütopya’da iç denetimciler, bir yandan işletmenin finansal durumunu kontrol ederken diğer yandan da çalışanların çay makinelerini incelemekle meşguller; çünkü burada her şey önemli; hem şirketin hesapları temiz olmalı, hem de çalışanların çayları mükemmel demlenmelidir!
Bu düzende iç denetim, sadece hataları tespit etmekle de kalmaz, aynı zamanda çalışanlar arasında bir dayanışma aracıdır da.
İşletmenin gizli kahramanları gibi sürekli düzeni ve disiplini sağlamaya çalışırlar.
Sonuç olarak, Mükemmel Ütopya’da iç denetim, şirket ile çalışanlarının bir arada uyum içinde yaşamasını sağlayan kahramanlardır. Herkes, iç denetimin sayesinde kendini güvende hisseder ve şirketin mükemmel düzeninin bir parçası olmanın gururunu yaşarlar.
İç denetim olmadan bir işletme, gizemli olayların ve komik durumların yer aldığı bir dünya haline gelebilir. Neyse ki, gerçek dünyada iç denetim, işletmelerin düzenli ve sağlıklı bir şekilde yönetilmesine yardımcı oluyor. Şaka bir yana, iç denetim sürdürülebilirliğin anahtarıdır, sakın kaybetmeyin…