Kaynak : Bir Küçük Dijital Cüzdan Meselesi | LinkedIn
Türkiye’de dijitalleşme hızının her geçen gün daha da arttığı bu dönemde Mobil Cüzdanlar büyük bir potansiyel taşıyor. Bu potansiyeli değerli markalarımız her geçen gün daha yukarı çıkarıyor! Süreç içerisinde bu büyüme potansiyelini korumak ve daha hızlandırmak için benim fikrimce iki temel strateji var. Sadakat programları ve Finansal Hizmetlerin etkin kullanımı olarak iki kola ayırıyorum bunu.
Bu stratejilerden hangisi Türkiye’deki dijital cüzdanların büyümesi için daha etkili olabilir? Hadi gelin, Türkiye’deki örneklere ve ülkemizin ekonomik, demografik ve teknoloji ile uyumuna da bakarken bunun üzerine konuşalım.
Türkiye’deki mobil cüzdanları hepimiz biliyoruz. Hepsi her geçen gün gücüne güç katıyor, ellerindeki enerjiyi buraya doğru bir şekilde yönlendirerek daha iyisini hayata geçiriyorlar. Papara, Tosla, Paycell ve BKM Express gibi popüler cüzdanlar, bankacılık dışı finansal hizmetler sunan platformlar sanırım daha çok dikkat çekiyor. ( WOM ) Bu cüzdanlar, geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor ve günlük finansal işlemleri kolaylaştırıyor.
Papara, kullanıcılarına doğrudan bir sadakat programı sunmasa da, belirli alışverişlerde indirim ve cashback gibi avantajlar sağlıyor. Bu, kullanıcıları platformda tutmak ve tekrar tekrar kullanmalarını sağlamak için etkili bir yöntem ve dünyanın her yerinde çalıştığı görülüyor. Cebimde param kaldıysa bunu harcamak için bir bahane yaratmak en kolayı diye düşünüyorum.
Tosla, göreceli genç kitleye yönelik olarak “Tosback” adını verdiği bir cashback programı sunuyor. Bu program sayesinde kullanıcılar, belirli harcamalarından geri ödeme alabiliyorlar. Genç gruplar burada beni düşündürüyor. Ekonomik konjonktür içerisinde gelir dağılımının biraz yerinden oynadığı aşikâr, bundan en çok etkilenen grubun aslında yeni şeyler denemek konusunda inanılmaz istekli genç gruplar olduğunu düşünüyorum. Sanırım bu bir kısır döngü hem genç olacak hem de cüzdanda para tutup harcayacak kadar çok yönlü olacak. Türkiye Finansal Araçlar konusunda gerçekten çok başarılı bir ülke, benzer yeteneklerden geçişin sağlanması için anlamlı nedenleri ortaya koymak biraz zaman alabilir.
Paycell ise Turkcell’in sunduğu çeşitli avantajlar ve indirimlerle bir sadakat programı sunuyor, böylece kullanıcıların platforma olan bağlılığını artırıyor. Burada inanılmaz oyuncaklar ve bu oyuncaklar ile yapılabilecek bir sürü stratejik aksiyon var. Elinizde ne kadar kurşun var ise o kadar dönüşümü yönetme şansınız var. Turkcell, birçok açıdan oyunda söz sahibi olmayı uzun zamandır devam ettiriyor.
BKM Express ise doğrudan bir sadakat programı sunmasa da, zaman zaman sunduğu kampanyalarla kullanıcılarını teşvik ediyor. Kampanyalar, diğer markalarda faydalar, geri ödemeler ile sürekli olan puan veya kupon operasyonuna gerek olmayabilir. Önemli olan, müşterimize tekrar kullanım için sebepler oluşturabilmek. Elbette yaptığınız eylemin müşterinizin hayatı ile bağlantılı olması en önemli kısım, yoksa en iyi programı da oluştursak, ne yazık ki müşteride karşılık bulamayacak.
Mobil cüzdanlar, bu faydalar ile özellikle genç ve teknolojiye meraklı kitlelerin dikkatini çekmekte etkili olabilir. Ancak ilk sorumuza geri dönünce sadakat programları tek başına yeterli mi? Yoksa finansal hizmetlerin çeşitliliği ve kalitesi en önemli oyuncu mu?
Mobil cüzdanlar sadece faydalar değil kullanıcılarına hızlı para transferi, fatura ödeme, online alışveriş gibi temel finansal hizmetler sunuyor. Türkiye’de, özellikle genç ve dijitalleşmeye açık kesimler, bu hizmetlere ilgi gösteriyor. Özellikle, pandemi sonrası dönemde temassız ödeme ve dijital cüzdan kullanımı ciddi bir artış gösterdi. Bu artışı, Türkiye’nin teknolojiye hızlı uyum sağlayan yapısının bir sonucu olarak görebiliriz.
Ancak, Türkiye’nin ekonomik ve demografik yapısı da göz önünde bulundurulmalı. Türkiye, genç ve dinamik bir nüfusa sahip, ancak gelir dağılımındaki eşitsizlikler mobil cüzdan kullanımını etkileyebilir. Yüksek gelir grupları, bu hizmetlere daha kolay erişebilirken, düşük gelir grupları için erişim daha sınırlı olabilir. Bu nedenle, mobil cüzdanların sunduğu finansal araçların erişilebilir ve kullanıcı (hangi kullanıcı için strateji oluşturduğumuza dikkat edersek elbette) dostu olması, büyüme stratejilerinin temelini oluşturmaya devam edecek.
Sadakat programları, müşteri bağlılığını artırmanın etkili bir yolu olabilir. Ancak Türkiye’deki mobil cüzdanların büyüme stratejisi, sadece sadakat programları, faydalar ile değil aynı zamanda Finansal hizmetlerin kalitesi, hız ve erişilebilirlik gibi unsurlar da büyüme sürecinde kritik öneme sahip. En çok elde etmek istediğiniz hedef kitlenin finansal ihtiyaçlarının doğru anlaşılması, bu temeli oluşturacak gibi gözüküyor. Sadakat programı ise işin süreklilik kısımda devreye giriyor. Türkiye’deki mobil cüzdanlar hem sadakat programlarını hem de finansal hizmetleri entegre eden bir strateji ile muhteşem işler başaracak. Sundukları sadakat programları ile müşteri bağlılığını artırırken, ana hedef kitlelerine sunacakları doğru finansal hizmetlerin çeşitliliği ve birçok alanda kullanılabilirliği ile de yeni kullanıcıları kendilerine çekecek.
Şimdilik “Mobil cüzdanların büyümesi için en etkili strateji, sadakat programları ile finansal hizmetleri dengeli bir şekilde birleştirmektir.” Bu dengeyi kurabilen mobil cüzdanlar, uzun vadede başarılı olma şansını arttırabilir ve kullanıcıların günlük hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline gelebilir.
Siz ne dersiniz?