₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

“TEK ÇARE TÜRKİYE ; Çin-Tayvan Gerilimi ve Pandemi Riskleri Ekseninde Türkiye’nin Üretim ve Lojistik Üssü Olma Potansiyeli ” – Fikret Kızmaz

Tarih

Kaynak : Fikret Kızmaz

Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçerken yaşanan sancılar, son yıllarda artan jeopolitik gerilimler, özellikle Çin ve Tayvan arasındaki çatışma riski, küresel tedarik zincirlerinde büyük değişimlerin kapısını aralamaktadır. Buna ek olarak, COVID-19 pandemisinin tedarik zincirlerinde yarattığı kırılmalar, şirketleri ve ülkeleri tedarik süreçlerini çeşitlendirmeye zorlamıştır. Avrupa, bu bağlamda, Türkiye’yi üretim ve lojistik üssü olarak konumlandırma fikrine giderek daha sıcak bakmaktadır ve Türkiye’ye sarılmaktan başka çareleri olmadıklarını çok iyi bilmektedirler.

Jeopolitik Riskler ve Tedarik Zinciri Çeşitlendirme İhtiyacı

Çin, küresel üretimin merkezi olma konumunu uzun yıllardır sürdürmektedir. Ancak Çin-Tayvan gerilimi, bu bölgede üretim ve lojistik süreçlerinin sürdürülebilirliği konusunda endişeleri artırmıştır. Avrupa ülkeleri, tedarik zincirlerini coğrafi olarak daha yakın ve güvenilir bölgelere yönlendirme eğilimindedir. Bu noktada Türkiye, Avrupa’ya olan stratejik yakınlığı, güçlü sanayi altyapısı ve esnek üretim kapasitesi ile öne çıkmaktadır.

Türkiye’nin Avantajları

  1. Coğrafi Konum: Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika’yı birbirine bağlayan stratejik bir noktada yer alır. Bu, Avrupa pazarlarına hızlı erişim ve Asya’dan gelen malların Avrupa’ya taşınması için ideal bir transit ülke olmasını sağlar.
  2. Genç ve Dinamik İşgücü: Türkiye’nin genç ve eğitimli iş gücü, Avrupa’ya kıyasla daha düşük maliyetlerle üretim yapma imkânı sunmaktadır.
  3. Gelişmiş Altyapı: Son yıllarda yapılan yatırımlar, Türkiye’nin lojistik altyapısını önemli ölçüde geliştirmiştir. Özellikle limanlar, otoyollar ve hava kargo hizmetleri, Türkiye’yi bölgesel bir lojistik merkezi haline getirmiştir.
  4. Avrupa ile Ticaret İlişkileri: Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması, ürünlerin düşük maliyetlerle Avrupa’ya taşınmasını sağlar.

Olası Riskler ve Türkiye’nin Dikkat Etmesi Gerekenler

Türkiye, bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendirebilmek için ekonomik ve politik istikrarı korumalı, hukuki altyapısını daha şeffaf hale getirmeli ve uluslararası yatırımcılar için daha cazip bir iş ortamı sunmalıdır. Ayrıca, çevre dostu ve sürdürülebilir üretim anlayışını benimseyerek, Avrupa’nın yeşil dönüşüm hedefleriyle uyumlu hale gelmelidir.

Sonuç olarak;

Çin-Tayvan gerilimi ve pandemi gibi faktörler, Türkiye’nin üretim ve lojistik üssü olma fırsatlarını artırmaktadır. Bu potansiyel hem Türkiye’nin ekonomik büyümesini hızlandırabilir hem de Avrupa’nın tedarik zinciri güvenliğini güçlendirebilir. Ancak, bu fırsatın etkin bir şekilde değerlendirilebilmesi için Türkiye’nin yapısal reformlara ve uluslararası iş birliğine öncelik vermesi kritik önem taşımaktadır.

Bir diğer taraftan da yaşanabilecekleri öngören Çin devleti de olması muhtemel yaptırımların şimdiden önüne geçebilmek adına Türkiye’ye yatırımlarını hızlandırmıştır.

Bu fırsatlar doğru değerlendirildiğinde Türkiye kazanan taraf olacaktır. Teşekkürler…

Paylaş:

Bültene Abone olun

Popüler

Buna Benzer Diğer İçerikler
Daha Fazlası

Boykot çağrıları kola tercihlerini nasıl etkiledi ?

Kaynak : Boykot çağrıları Kola Tercihlerini Nasıl Etkiledi? |...

” Magnet Modeli – Performans Seti ” – Ümit Ünker

Kaynak : Ümit Ünker Satış gücünüzü artırmak için önerdiğim...

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Yoluna “Sanipak” ismiyle devam edecek.

Kaynak : Brand Planet Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri, globalleşme ve...